Geleneksel İslam'dan Burjuva İslam'ına (Dizi Yazı 5)

SONUÇ

İslamcıların çizmeyi çok sevdiği mağdur portresi, beynelmilel mazlumluğun direniş paftası olan sosyalizme meyletmeyip, neden kapitalist dönüşüme bu denli teşne olduklarına dair önemli bir sorunun ardından daha da müphem bir hal alır. Buradaki mağduriyet söyleminin güce olan istencin te’vil yollu ifadesi olduğundan sanırım artık kimsenin şüphesi kalmamıştır. İslamcılığın pragmatik siyaset algısının doğal sonucu olan, gerçek niyetlerini görünürdeki talepleriyle ustaca gizleme hali, devlete karşı hareket etmeyi devlet aygıtını işgal edene kadar sürdürmeleri ile sonuçlanan son 13 yıllık iktidarları sonrasında ayyuka çıkmış bulunmaktadır. Onların mazlumiyet bilincini zenginleşene dek sürdürmeleri, enternasyonel bir İslam ümmeti yaratma çabalarında belirginleşen cemaat yönlü talepleri ucuz bir siyasal söylemden öte değildi ve gücü ellerine aldıklarında terk ettikleri söylem ve hedefler de ilk olarak bunlar oldu. Zaten 80 öncesi sola meyleden İslamcılığı ile 80’ler ve 90’lar neoliberal İslamcılığının seyri de tam olarak bu temel ayrılığı yansıtmaktaydı.

Bütün bu süreç içerisinde İslami bireyin dönüşümünün de bu ideolojik hat değişikliğine paralel olarak geliştiğini, ne var ki siyasetinkinden daha organik olduğunu söylemek sanırım doğru olacaktır. Onlar, siyasetin araçsallığından nasiplerini almakla birlikte daha özgür bir irade ortaya koymayı başardılar. Kimi geleneksel İslami inanışını münzevi bir hayat yaşamayı tercih ederek saklı tutarken, kimisi de kent sosyoloji içerisinde kendisine yeni bir alan açtı.

Bu anlamda, nasıl ki la-dini bireyler kültürel kodlarını, seküler beğeni ya da inanışlarını t-shirtleriyle, dövmeleriyle, aksesuarlarıyla ekspose etmeye çalıştılarsa, İslami olan bireyler de benzer bir yönelimle kendi inanç dizgelerini yanıttılar. Sivil toplum ve kamusal alanın siyasi birer mücadele alanı olarak yeniden üretildiği Türkiye gerçekliğinde, karşı karşıya gelenlerin kültür kodları olduğu, son tahlilde modernite ile öyle ya da böyle eklemlenmeyi başarmış İslamcıların kendilerini yavaş yavaş geleneksel İslam’dan ayırdıklarını söyleyebiliriz. Bu ayrımın neticesinde Türkiye siyasetinin rahatlayacağı, dahası donuk bir nasslar bütünü olarak ihtiyaca cevap veremeyen yerleşik İslam kültürünün reforme edileceğini umabiliriz. Elbette bunun için öncelikle arabesk dinselliğin aşılması ve dindar bireyin hem dini hem de bilimsel bilgi anlamında eksik olduğu noktaları kapatabileceği şekilde kaliteli bir eğitime ulaşmasının önü açılmalıdır.

Peki, kentli, kapitalizmle barışık yeni İslami kültür, geleneksel Halk İslamı’ını da dönüştürecek midir, yoksa birbirlerine bulaşmadan kendi mecralarında akacaklar mıdır? Bu sorunun cevabını Zizek’ten doğru düşünebileceğimiz bir analojiyle verebiliriz. Zizek’e göre Hegel’den sonra yeni bir çağ başlamış ve Hegel de, aynı Schoenberg’in müzikte yaptığı atonal devrimden sonra dolayımına aldığı geleneksel müziktekine benzer şekilde, yeni çağın dolayımıyla düşünülmeye başlanmıştır. O halde denilebilir ki geleneksel İslam, burjuva İslam’ın, Cihan Tuğal’in deyişiyle Pasif Devrimi’nin dolayımından geçmek durumundadır. Kendi içinde sınıflaşan İslami kültürün hegemonik kodu artık burjuva İslam’ı ya da İslami Burjuvazidir. Onun tahakküm ettiği yapı da geleneksel İslam’dır. Yani Çukurambar İslam’ı, Sincan İslam’ının üst kodu olarak yerleşmiş, yabancısı olmadığımız bir sınıfsallaşmayı İslami vurgularla bezeyerek üretmiştir. Dolayısıyla bugün artık esas olan Çukurambar’ın simgelediğinin ne olduğu ve bunun dinsel, kültürel, sosyal ve ekonomik neticelerinin nasıl şekilleneceğidir.



KAYNAKÇA:
 

Kitap ve Makaleler:

Yankaya, Dilek, Yeni İslami Burjuvazi – Türk Modeli, İletişim Yayınları, İstanbul, 2014


Durak, Yasin, Emeğin Tevekkülü – Konya’da İşçi – İşveren İlişkileri ve Dindarlık, İletişim Yayınları, İstanbul, 2011


Özdemir, Şennur, Türkiye’nin Sosyo-Ekonomik Dönüşümü: Batı Tipi Sınıflı Topluma Geçiş, Hak-İş Uluslar arası Emek ve Toplum Dergisi içinde, Cilt:1 Yıl: 1 Sayı: 1, Ankara ,2012


Kara, İsmail, Cumhuriyet Türkiyesi’nde Bir Mesele Olarak İslam, Dergah Yayınları, İstanbul, 2008


Ocak, Ahmet Yaşar, Türkler, Türkiye ve İslam, İletişim Yayınları, İstanbul, 2001


Pultar, Gönül (der.), Türk Bilim Adamlarının Bakış Açısından İslam ve Modernite, Remzi Yayınevi, İstanbul, 2007


Tuğal, Cihan, Pasif Devrim: İslami Muhalefetin Düzenle Bütünleşmesi, Koç Üniversitesi Yayınları, İstanbul, 2010


Zizek, Slavoj, Hiçten Az, Encore Yayınevi, İstanbul, 2015

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği Üzerine

1946'nın Sopalı Seçimleri vs. Örtülü Ödenekli 2015 Seçimleri - 1

Butimar’ın Boz Kanatları