Hedonism

Arabalar paralel park edilmiş, ay mogan gölü'ne damlarken bir kadın ve bir erkek, o arabalara dayanmış öpüşürler. eller yanaklardan kayar pürüzsüzce, boynu tutar, hiç gitme demenin kadim anlatımıdır. bütün bir bozkır yavaş ilerleyen arabaların farlarıyla bir ışır bir sönerken radyo odtü, tam da sırasıymış gibi bize unuttuğumuz, uzun zamandır dinlemediğimiz lanetli bir şarkı çalar: hedonism. geceye, koca bir karanlığa haykırılan lirikler, anlamından soyunmuş ve yalnız o kadının harika sesiyle hayat bulurlar o an; aşk insanın tüm melekelerini dondurmuştur ve bir gün sonrasını hayal edemez haldedir. o anın dayanılmaz "yaşanma" hissi, yüreği parçalayan aşkın büyük şiddeti adamı yeisten, velveleden alıkoyar da hayat mogan'da sonsuzluğa ulaşır.

bir gün geçer, o gün gelir, sevgili gitmiştir. sıkılmış ve gitmiştir. ayın yekpare bir kalbe yarılıp da düştüğü o gece unutulmuş, kadın gitmiştir. beyne notalar dolar, kusursuz bir nizamla bir araya gelir, sabaha kadar çalınırlar. uzun zamandır dinlemediğiniz o lanetli şarkının lirikleri gömüldüğü bozkırdan fışkırır, beyinden kalbe bir adımlık yolda gider ve skin, sesiyle can verdiği gerçeğe, o lanetli gerçeğe sizi ortak eder.
bir gözyaşı damlar mogan'a, ay yarılır, bütün bir or-an şehri lanetli bir şarkının mırıldanmalarıyla uyanır. sevgili gitmiştir ve dönse bile, asla eskisi gibi dönmeyecektir.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Burjuvazinin Gizemli Çekiciliği Üzerine

1946'nın Sopalı Seçimleri vs. Örtülü Ödenekli 2015 Seçimleri - 1

Butimar’ın Boz Kanatları